
Size yeteneğin tanımını sorsalardı nasıl bir cevap verirdiniz?
Genetik?
Çevre?
Eğitim?
Mentalite?
Peki bu tanım doğrultusunda yapılan sporcu seçimleri?
Örnek olarak basketbola baktığımızda okullar veya kulüplerin yaptığı duyuru ile ”yetenek seçimi” adı altında belirli bir saat ve lokasyon bilgisi verilerek performans değerlendirmeleri ve sporcu seçimleri yapılıyor. Bu değerlendirmeler çok kısa sürede belli norm değerlere göre yapıldığından sonucun performansı mı yoksa potansiyeli mi işaret ettiğine dair bir soru işareti doğuyor.
Performans aynı zamanda potansiyel demek mi yoksa durum ve koşullara bağlı gelişen anlık bir gösterge mi? Benim düşünceme göre performans, sporcunun o an ki fiziksel ve mental durumunun bileşiminin bir sonucu. Potansiyel ise bir dağa tırmanmak istediğinizde elinizdekilerle tırmanabileceğiniz en yüksek seviye. Elbetteki bu seviye doğru eğitim ve malzeme verildiğinde geliştirilebilir. Bu eğitimi verecek olanların koçlar olduğunu düşünürsek, koçun oyuncunun potansiyelini tanımlayabilecek ve geliştirebilecek bilgi ve birikime sahip olması çok önemli.
Sıkça bahsedilen bir konu daha var: Bireysel Gelişim. Birey demek ”insan” demek. Dolayısıyla şu tanıma göz atmakta fayda var:
”İnsan biyo-psiko-sosyal bir varlıktır ve bilişsel, duygusal, fiziksel ve sosyal yönleriyle bir bütündür.” [1]
Fakat sorun şu ki bireysel gelişimden bahsedildiğinde insanı insan yapan yönlerin birçoğu denklemde eksik kalıyor ya da derinlemesine anlaşılmış değil. Sadece teknik ve taktiksel yönden gelişmiş sporcu bir birey diğer yönlerden eksik kaldığı için potansiyelinin gidebileceği en yüksek seviyeye ulaşamıyor. İnsanın spora katkısından önce sporun insana katkısının düşünülmesi ve sorgulanması burada önem arz ediyor. Sporcuda branştan bağımsız belli temeller oturtulmadığı sürece elit bir sporcu yetiştirme amacıyla atılan her adım etkisini zamanla yitiriyor, hatta belli başlı sorunlara yol açabiliyor.
Bu nedenle yetenekli olarak belirlenen bireyler aynı zamanda en çok sakatlık yaşayan sporcular olabiliyor. Bu da antremanlar için hazırlanan plan ve programların, bu noktadaki bilgi ve birikimlerin sorgulanması gerektiğini gösteriyor. Spesifik olarak ”branş” odaklı bir yaklaşımdan önce insanın tanımını yaparken bahsettiğimiz tüm yönlerle ”insan” odaklı bir yaklaşım sporcu yetiştirme konusunda önceliklerin belirlenmesinde daha doğru bir yol olarak ortaya çıkıyor. Böylece sporcuları performans odaklı birer makine olarak algılamak yerine doğru plan ve programla her yönden gelişime açık olan potansiyelli birer birey olarak görebiliriz.
Diğer türlü sporculara verilen zararlara yönelik geçici çözümler, sporcunun aynı çevreye tekrar adım atması ile beraber zararı daha da büyütecektir. Sporcu bu noktada olduğu konumu kaybetmemek ve oyundan kopmamak adına fedakarlık gösterebilir ama uzun vadede düşünüldüğünde ister istemez kopma noktasına gelecektir.
REFERANS
[1] YAZICI, A., 2016, Profesyonel basketbol oyuncularında zihinsel dayanıklılık ve duygusal zekanın çeşitli değişkenler açısından incelenmesi, Tez (Yüksek Lisans), Gazi Üniversitesi
https://www.researchgate.net/publication/315114377
[2] SERKAN KARAYEL, Science of Sports, Yöntem Üzerine Sohbet B01: Yetenek Seçimi P01