
Birkaç gün önce yaptığım bir sohbet üzerine savunma hakkında yeniden düşünmeye başladım. Bir maçta hücum oyuncusu çembere penetre ettiğinde savunma yardımı top tarafından mı yoksa ters taraftan mı gelmeli? Basketbol antrenörlerinin ve birçok basketbol insanının çeşitli nedenlerle farklı yaklaşacağı bir soru. Yaratıcılık ve analitik düşünme, bu oyunda mutlak doğruların ötesine geçiyor.
Sosyal medyada yaptığım bir ankete göre katılımcıların %9’u penetreyi durdurmak için toplu taraftan yardımı tercih ederken, %41’i topsuz taraf yardımını tercih ediyordu. Oyunun ve oyuncuların durumuna göre yaklaşım sergileyenlerin yüzdesi ise %50 ile en yüksek orandı. Yani oyunun artan dinamizmi ve opsiyon çeşitliliği artık tek taraflı prensiplerden daha baskındı.
Benim altyapıda oyunculuk yaptığım dönemde topsuz taraftan yardım üzerine daha çok yoğunlaşılmıştı. Buradaki temel algı şuydu; savunmanın top tarafından yardıma gelmesi, bir pas mesafesi sebebiyle dış şut tehdidi oluşturuyordu. Penetre yapılırken ters tarafı riske ederek doğru zamanlama ile hücumun önüne geçmek ve hataya zorlamak makul yaklaşımdı.
Elbette, altyapıda gelişim dönemi içerisinde olan genç oyuncuların yüksek istikrarla şut atması daha zor bir durum. Bu yüzden tam tersi bir anlayışla, dış şutu riske ederek önceliği boyalı bölgeden atılan sayılara engel olmak üzere top tarafından yardım getiren antrenörlerin sayısı da artıyor. Pasın terse verilmesi durumunda da, mesafe sebebiyle hücum süresinin eritilmesi yönünde savunmaya bir avantaj sağlıyor. Böylece savunma rotasyonu için ek süre yaratılıyor. Ya da boyalı alanı koruyabilecek bir uzun avantajı, sonrasında gelebilecek dip penetre ve topsuz cut için tehdit oluşturabiliyor. Fakat bunun dışındaki senaryolarda, şutör oyuncunun top tarafında olması veya topsuz kata rotasyonun yavaş kalması durumunda skor tehdidi yaratıyor.
Topsuz taraf yardımı stratejisi ile ilerleyen antrenörler, sadece istisnai durumlarda top tarafı yardımı kullanıyorlar ya da hiç kullanmamak için istisnai durumları elemeye çalışıyorlar. Örneğin; 4 ve 5 pozisyonlarındaki oyuncuların atletik kabiliyetleri düşükse, rotasyonun hızı açısından tersten gelen yardım tercih edilebiliyor.
Aslında tüm bu anlattıklarım son seçeneğe oldukça dokunuyor. Oyuna ve oyuncuya göre yardım tarafını belirleme. Hangi taraf seçilirse seçilsin yardım bir risk ve nedenlerimizin önemli bir kısmını ısrar ettiğimiz doğrulardan ziyade karşılaşacak iki takımın hücum-savunmada avantaj ve dezavantajlarına dayandırdığımızda oyunun değişkenliği ile uyum yakalamak daha kolay hale geliyor. Yine de yoğunluğu tek bir tarafa verebilirsiniz ama zorlayıcı durumlarda ısrarcı olmazsınız. Oyunla birlikte takımınız da akar. Özellikle basketbolun hızının değişmesi ve pozisyon çizgilerinin hemen hemen belirsizleşmesiyle opsiyonlar sonsuz sayıda. Doğru ve verimli çalışma ile uzunlar da ayak çekebiliyor, dış şut atabiliyor. Bu da sizi gelenekselin dışında düşünmeye itiyor. Takımınızın seviyesini ve olasılıkları iyi tanımak, buna göre organizasyonu gerçekleştirmek en önemlisi. Peki sizler bu konuda nasıl düşünüyorsunuz?